Bakanlık harekete geçti: 1212 kumar sitesi için suç duyurusu Son Dakika Ekonomi Haberleri
Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi yıl çalışmış olması şarttır. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri kanunla düzenlenir. Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. MADDE 123- İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır.
Gazeteci; mesleğini, reklamcılıkla, halkla ilişkilerle veya propagandacılıkla karıştıramaz. İlan – reklam kaynaklarından herhangi bir telkin, tavsiye alamaz, maddi çıkar sağlayamaz.15. Gazeteci hangi konuda olursa olsun, elde ettiği bilgi ve belgeleri kendi yararına kullanamaz.16. Gazeteci, ulusal ve uluslararası politikalar hakkında yayın yaparken öncelikle halkın haber alma hakkı, mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi ölçütlerini göz önünde bulundurur.17. Gazeteci, mağdurun, güçsüzün, yoksulun, ötekileştirilenin ve “sesini duyuramayanların” sesi olmakla yükümlüdür.
Altın ; hukuk düzenimizce ithali, yani yurtdışından getirilmesi veya getirtilmesi yasak madde ve madenlerden değildir. Kripto para değeri, kullanıcıların arz ve talep durumuna göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle sistem, aynı zamanda bir tür kripto para platformu/sanal borsa olarak kabul edilebilir. Kamu kurumu, kamu idarelerinden ayrı bir biçimde örgütlenerek tüzel kişiliği olan, kişiselleştirilmiş kamu hizmet ve faaliyetidir. Bir kamu kurumundan bahsedebilmek için Devletten ayrı bir kamu tüzel kişiliğine sahip olmak koşulu aranır. Genel kanaate göre “Milli Güvenlik Kurulu” niteliğinde bir kurumun Anayasaya ve siyaset hayatımıza 1961 Anayasası ile ilk olarak girdiği düşünülse de bu düşünce isabetli değildir. Milli Güvenlik Kurulu’nun bugünkü işlevi niteliğinde olan kurumlardan, Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Katipliği 1933 ila 1949 yıllarında, Milli Savunma Yüksek Kurulu ve Genel Sekreterliği ise 1949 ila 1962 yıllarında Milli Güvenlik Kurulu’nun bugünkü işlevini yerine getirmiştir. Sahtekarlık suçları 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu′nun İkinci kitabının “Ammenin İtimadı Aleyhine Cürümler” başlıklı Altıncı Babının “Evrakta Sahtekarlık” isimli Üçüncü (m.339 ila m.349), “Hüviyet Cüzdanı ve Nüfus Tezkeresi, Pasaport, Ruhsatname, İlmühaber, Şahadetname ve Beyannamelerde Sahtekarlık” başlıklarında Dördüncü (m.350 ila m.357) Fasıllarında düzenlenmiştir. Belgede sahtecilik suçu ise; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” isimli Dördüncü Bölümünde, m.204 ila m.212’de öngörülmüştür. Yeni yönetim sistemi konusunda ortak hareket eden 6 siyasi partinin 28 Şubat 2024 günü “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adlı Deklarasyonunun önemli başlıkları ve içerikleri bir kenara bırakıldı ve tartışma, Deklarasyonda neden “C\. VIP oyuncu ol, özel ödüller ve avantajlar kazan. marspinup giriş giriş\. Yeni Bir Sistem Öneriyoruz” başlığı altında neden “1921 Anayasasının nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sonraki Anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir.” cümlesine yer verildiği, bununla amaçlananın ne olduğu ve 1924 Anayasası’na değinilmemesinin gerekçesinin ne olduğu üzerine odaklandı. 25 Mart 2024 tarihinde; Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmuş olup, 7394 sayılı Kanun olarak yasalaşmış 15 Nisan 2024 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
- Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
- Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.
- Maddesi kapsamında hukuka uygunluk nedenlerinden yararlanıp yaralanamayacaklarını, kamu veya özel hastanelerinde çalışan hekimler hakkında soruşturma başlatılırken soruşturma izni alınıp alınmaması gerektiğini ve mesleki hata (tıbbi hata) olarak bilinen malpraktis/tıbbi hata ele alınmıştır.
İdari cezalar ise, temelde idari işlem olduğundan idari yargı denetimine tabi idi. Tipik idari işlem olmakla birlikte bazı cezalarla ilgili olarak kanun koyucu adli yargı yolu öngörmüştür. (Örneğin; tapu ve nüfustan kaynaklanan işlemler, 1608 sayılı yasa uyarınca verilen cezalar, 3194 sayılı yasanın 42. maddesi uyarınca verilen cezalar, 506 sayılı yasa uyarınca verilen cezalar gibi.) Ancak Anayasa Mahkemesi, bu tür düzenlemeleri peyderpey iptal edip, idari yargı yolunu açmıştır[39]. Yasa koyucu da AYM’nin bu iradesi paralelinde zaman içinde hem yargı yoluna ilişkin yanlışları düzeltmiş hem de, birçok adli cezayı idari cezaya dönüştürme yoluna girmiştir. Tütün ürünlerinin insan sağlığına verdiği zararın en aza indirilmesi ve mümkünse tamamen yok edilmesidir. Bunun içinde 4207 sayılı yasada 5727 sayılı yasayla birlikte geniş kapsamlı bir değişiklik yapılmış ve sigara vb. Tütün ürünlerinin serbest kullanılma alanları oldukça daraltılmıştır. Maddesine bakıldığında, çeşitli olasılıklara göre değişik miktarlarda idari para cezaları öngörülmüştür. Öngörülen idari para cezalarını veren belediye organları da farklılıklar göstermektedir[30]. Bu cezaların özelliği; etkisini kişinin parasal varlığı veya sahip olduğu eşya üzerinde göstermeyip, görev yerindeki statüsü üzerinde göstermesidir. Örneğin, bir memurun aldığı kınama cezası, memurun görev şartlarını etkiler ancak, onun toplumda da kınanan kişi olması sonucunu doğurmaz. Bu cezaların bir özelliği de; tüm idari cezalara karşı yargı yolu açık olmasına rağmen, disiplin cezası olan uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olmasıdır.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. (2) Kanunen yetkili olmalarıveya Devlet tarafından görevlendirilmeleri suretiyle yukarıda gösterilenyerlerin komutanı bulunanlardan, yetkili makamlarca komutanlığı terk etmeleriiçin verilen emirlere uymayanlara da aynı ceza verilir. (6) Bu madde hükümleri, fiilîsavaş hâlinde ülke topraklarının tamamını veya bir kısmını işgal eden yabancıdevlet kuvvetlerine karşı meşru müdafaa amaçlı direniş hareketleri hakkındauygulanmaz. (5) Bu maddede yer alan suçunkovuşturulması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
Gazeteci, kaynağını bilmediği bilgi ve haberleri yayınlamaz; kaynak açık olmadığında, yayınlamaya karar verdiği durumlarda da kamuoyuna gerekli uyarılarda bulunur.8. Gazeteci; bilgiyi yok edemez, görmezlikten gelemez, metinler ve belgeleri değiştiremez.9. Gazeteci; halkın haber alma hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan hiçbir amaç için izin verilmedikçe kimsenin özel yaşamın gizliliğini ihlal edemez.10. Gazeteci, yayınlarıyla ilgili her yanlışı en kısa sürede düzeltmekle ve gerektiğinde özür dilemekle yükümlüdür.11. Gazeteci cevap hakkına, kötüye kullanılmaması ve kabul edilebilir biçimde yapılması kaydıyla saygılı olmalıdır.12. Gazeteci, bilgiye erişim faaliyeti sırasında ve sosyal medyada kimlik gizleme gibi yanıltıcı yöntemler kullanamaz.13. Gazeteci, bir bilginin, haberin yayını ya da yayınlanmaması karşılığı hiçbir maddi veya manevi menfaat sağlayamaz; çıkar çatışması yaratmaktan kaçınır. Gazeteci, konumu ne olursa olsun haber kaynağı olarak kişi ve kurumlarla iletişimini ve ilişkisini meslek ilkelerini gözeterek yürütür.14.
(3) Halkın bir kesimininbenimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmayaelverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ilecezalandırılır. (2) Kamu kurum ve kuruluşlarıncaveya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veyabelgeleyici mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, bir yıldan altı yılakadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Sahte olarak üretilmişkıymetli damgayı bilerek kabul eden kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlîpara cezası ile cezalandırılır. (3) Yapı kullanma izni alınmamışbinalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldanbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İnsan veya hayvanlaraçısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğininkörelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye nedenolabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veyahavaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapiscezası ile cezalandırılır. (2) Birinci fıkradaki fiilin belirsizsayıda kişilere karşı işlenmiş olması hâlinde, beş yıldan az olmamak üzerehapis cezasına hükmolunur.
Öncelikle belirtmeliyiz ki; Anayasa Mahkemesi, hukukilik denetimini aşarak serbest piyasa düzeninde Fiyat İstikrarı Komitesi kurulamayacağına dair bir karar vermemiş, konuyu hukukilik denetimine uygun şekilde ve Cumhurbaşkanının hazırlayıp çıkarma yetkisine sahip olduğu eski kanun hükmünde kararnamelerin yerine geçen Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin konu sınırları kapsamında inceleyip karar vermekle yetinmiştir. Anayasa Mahkemesi yetki aşımında bulunmadığı gibi, yasama ve yürütme organlarının yetki alanlarına da müdahale etmemiştir. İddia ve savunmada kullanılan kişisel verilerin, “iddia ve savunma dokunulmazlığı” kapsamında nasıl değerlendirileceği günümüzde tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Savunmada kullanılan kişisel veri niteliğindeki bilgi ve belgelerin “savunma dokunulmazlığı” kapsamında değerlendirileceği, diğer bir ifadeyle, bireyin kişisel verisinin korunmasını isteme hakkı ile savunma hakkının çatıştığı tartışmaların odağını oluşturmaktadır. Kanaatimizce; hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilen kişisel verilerin, savunmada herhangi bir yaptırıma tabi tutulmaksızın, özgürce kullanılabilmesi savunma dokunulmazlığının gereğidir. Ceza davalarına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvurularda; “mahkemeye sunduğumuz deliller dikkate alınmadan karar verildi”, “talep ettiğimiz araştırmalar yapılmadı”, “deliller üzerinde yeterli inceleme yapılmadı”, “delillere ilişkin itirazlarımız gerekçede karşılanmadı”, “tevsii tahkikat talebimiz gerekçesiz olarak reddedildi” ve benzeri şikayetler sıklıkla dile getirilmektedir. Delillerin ortaya koyulması, tartışılması, değerlendirilmesi ve takdiri konularında AYM’nin ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) istisnai haller dışında inceleme yapmaktan kaçındıkları bilinmektedir.
29 Haziran 1990 tarihli mektupların teati edilmesiyle akdedilen İsviçre Federal Konseyi ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığından Elde Edilen Gelirlerde Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması askıya alınacak ve bu Anlaşmanın hükümleri uygulanabildiği müddetçe hüküm ifade etmeyecektir. C) herhangi bir ticari, sınai, mesleki sırrı veya ticari işlemi aleni hâle getiren bilgileri veya aleniyeti kamu düzenine aykırı düşen bilgileri verme yükümlülüğü altına sokacak şekilde yorumlanamaz. Akit Devletlerin yetkili makamları, bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya varabilmek için birbirleriyle, kendilerinden veya temsilcilerinden oluşan ortak bir komisyon kanalı da dâhil olmak üzere, doğrudan haberleşebilirler. Anlaşmaya varabilmek için sözlü görüş alışverişi gerekli görüldüğünde, bu görüşme, Akit Devletlerin yetkili makamlarının temsilcilerinden oluşan bir Komisyon kanalıyla yürütülebilir. Akit Devletlerin yetkili makamları, Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan her türlü güçlüğü veya tereddüdü karşılıklı anlaşmayla çözmek için gayret göstereceklerdir. Yetkili makamlar aynı zamanda, Anlaşmada ele alınmayan durumlardan kaynaklanan çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması için de birbirlerine danışabilirler. B) Anlaşmanın herhangi bir hükmü uyarınca bir Türkiye mukimi tarafından elde edilen gelir Türkiye’de vergiden istisna edilirse, Türkiye, bu mukimin geriye kalan geliri üzerinden alınacak vergi miktarını hesaplarken, istisna edilmiş olan geliri de dikkate alabilir.